27 Mayıs 2013 Pazartesi

Ah içki sen nelere kadirsin...

Koca beyle mecburi şekilde katılmamız gereken bir davetten bahsetmiştim. Koca beyin çevresi ama ben de süklüm püklüm katılamayacağım için güzelce hazırlandım. Eve gidip giyindim, saç baş makyaj yerinde olunca koca bey çok beğendi. Çok güzel olmuşsun karıcım, seni ne zmandır böyle görmüyordum, ordaki en güzel kadın sen olcaksın, hep böyle ol.. vs sayıklamaya başladı. Ben böyle boşuna süslenemem, süslenirsem sen de evde oturcaksın tamam mı dedim, olur dedi :)) Neyse yıkayıp yağladı beni güzel bir şekilde yola koyulduk. Bendeki domuzluk bu iltifatların neticesinde biraz kırıldı ama. Neyse, arkadaşların arasına katıldık, eğlendik coştuk, ben o sırada 3 kadeh votka limon içtim. Bir mutluluk, bir kahkahalar, koca beyle sarılıp dansetmeler, sanki ayrılmaz ikili dün evlenmiş iki sevgili:)) Böyle şen şakrak bir geceden sonra cumartesi pazar kavgasız gürültüsüz muhabbetli devam etti. Pazar akşamı arkadaşıyla çıkmak istedi. Ben de geç kalma aramızı tekrar bozma dedim. Gerçekten saat 1,30da geldi. Sizlere göre gene fazladır balki ama benim kabulüm, böyle gelsin canımı yesin. Şimdilik sulh ilan ettik ama bakalım noolcak. Benim kocamın işi belli olmaz, gene geç gelirse (ki eminim gelecek yani hiç güvenmiyorum iyiliğine)daha şidetli yıpratma eylemleri deneyeceğim.

Hiç yorum yok: