11 Mayıs 2010 Salı

Akıllı beni bulmaz ki...

Sabah sabah çıktım yola işe geliyorum. Gayet lay lay lom erken de çıkmışım işe de geç kalmıycam, oh ne güzel güne başladım derken başıma gelene bak. Kavşağa yaklaştım kırmızı ışık var durdum. Adamın biri de kenardan arabasına bindi, işaret falan yok ama, çıkacağını anlamam mümkün değil. Işık yandı hareket ettim, bu salak fırladı kırdı önüme, fren yaptım çarpmak üzereyken zor durdum, bastım kornaya adam da özür diledi gitti yoluna. Sonra diğer kırmızı ışıkta arkadan bir adam koşarak geliyo, cama vurmaya başladı, açtım noluyo dedim anlamadım bile, yok ben yolun ortasında durmuşum adama yol vermişim, bu dolmuşçu da ani fren yapmış yolculardan birinin burnu kırılmış. Kavşaktan çıkarken durulur muymuş,terbiyesizler bilmemne bas bas bağırıyo bana. Ben şok oldum ama, algılayamadım, bu bana bağırdı bağırdı gitti. Sonra bende jeton düştü, Allahın işi trafikte yanıma denk geldi, çektim el frenini yaktım dörtlüleri, dolmuşçuya bastım fırçayı, sen kimsin bana bağırıyosun terbiyesiz, sen benim niye durduğumu biliyo musun laf etme hakkını nerden buluyosun, adamın burnu kırıldıysa senin suçun bir dünya laf saydım bar bar bağırıyorum ama dellendim yani. Yolcunun biri hanımefendi yaralı var dolmuşta ani durdunuz dedi, ona da beyefendi siz gördünüz mü benim neden durduğumu, önüme araç çıktı bu sizin soförün suçu diye ona efendice açıkladım. Sonra plakasını aldım, adam dayı dayı konuşuyo al bakalım napıcaksın bas yoluna, ben de aldım zaten merak etme hesaplaşıcaz dedim. Ama benim sinirlerim bozuldu, ulan sen kimsin bana anam babam bağırmıyo.

Kocamı görüldüğü üzere çok eleştiririm ama bu dünyada başıma ne iş gelirse gelsin onun çözeceğini ve beni koruyacağını adım gibi bilirim. Zaten bu yönüne aşık olmuştum, beni herşeyden ve herkesten korur, seni ancak ben üzebilirim başka kimseye müsade etmem der:))) Aradım durumu anlattım ama anlatırken sesim titredi ağlar gibi oldum. Nereye şikayet etcem ben bu adamı diye sordum. Benden adamın plakasını aldı sen bişey yapma dedi. Yarım saat içinde bu dolmuşçuyu buldurdu, adama özür diletti. İstersen seni de arattırayım dedi ben istemedim. Adam da özür dilemiş, yolcuların tepkisinden korktuğu için suçu bana atmak istemiş, panik olmuş, aslında öyle dolmuşçulardan değilmiş, çok efendiymiş.. beni de söylemiş, yenge hanım da çok bağırdı demiş. Benden orda da özür dilemiş, yolunuza gidin demiş. Bu kısmı yalan tabi, bana bas git yoluna demese, al plakayı napıcaksan yap demese, özür dilese ben zaten uzatmam. Neyse, kocacığım da bidaha arabadan inme ben hallederim herşeyi, plakayı al yeter diyo, gülüyo bana, kabadayı karıcım diye. Cidden ben tırsarım bu tiplerden ama gelenler gelmiş demekki kan beynime sıçramış ki dolmuşçunun önünü kesip laf saydırabildim:))

Canım kocacım, bazen çok kabalaşıyosun, düşüncesizleşiyosun seni odunla dövmek istiyorum ama bugün iyiki sana sahibim diyorum :) Pazar günü ile bugün arasında sana olan hislerim 180 derece değişti. Sen tabi bu satırları okumuyosun ama okusaydın seni çok sevdiğimi ve ara sıra aptalca davranışların olmasa gül gibi geçinip gideceğimizi anlardın.

Eveet, önümüze bakalım, kimseye bulaşmayalım:)

1 yorum:

dwarfwaves dedi ki...

durumumuz kesinlikle aynı...şikayetler paralel.eşlerimizin korumacı ve dayanılası varlıkları eş değerde..o yüzden yazılarını okurken çok şey buluyorum kendimden...dayılanma kısmımız bile aynı.... =))