24 Ağustos 2011 Çarşamba

Gene çok ara vermişim...

Ben aslında düzenli yazmak, başıma gelen şeyleri burada paylaşmak fikir almak istiyorum ama nedense bi türlü yazmaya fırsat bulamıyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın toplantıdan toplantıya koşup duran tiplerden değilim, işim yoğun ama hızlı iş gördüğüm sürece kendime de vakit ayırabiliyorum.

Herneyse efendiiim, biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Tamamıyla bir yarımdünya haline geldim 26 haftalık yani 6 aylık hamileyim ama göbeğim fırladı gitti, 8 kilocuk almışım ama normal sınırlar içerisinde gözüküyor. Özellikle son 1 ayda çok büyüdüğü için insanlar şaşırıyor. Herkes ağızbirliği etmişcesine ilkindeki gibi olmadığı için anlayamadık dedi, ilki nasıldı ki dediğimdeyse pis pis sırıtışlara maruz kaldım:) Sanırım ilk hamileliğimde ilk aylarda uçuşa geçmişim:

Bu sefer hiçbir sağlık sorunum da olmadı Allaha şükür, ama koca bey hala tam olarak idrak edemedi sanırım, naz niyaz etmiyorum ya o da beni pek sallamıyor.

Bu arada çocuk bakımı açısından devrim yaptım, 3 haftadır filan kızıma sadece bakıcısı bakıyor ve kayınvalidem işe gider gibi bize gelmeyi/gelemiyorsa bakıcı ve kuzuyu çağırmayı bıraktı. Bıraktı derken, ufak gazlamalarım neticesinde koca bey annesine resti çekti. Bazılarınızın "nanköre bak, bakıcıyla başbaşa kalmasın diye kayınvalidesinin yaptıklarından sonra kadını kışkışladı" diye düşündüğünü tahmin ediyorum, bazen vicdanım da bana böyle söylüyor ama naapiiim arkadaşlar dayanamadım her halta karışılmasına. Şimdi kızım okadar mutlu ve huzurlu ki anlatamam, bakıcısı çok iyi, zaten herşeyi konuşabildiği için akşam çaktırmadan sorguya çekiyorum, bakıcının dedikleriyle hemen hemen aynı şeyleri söylüyor. Allaha emanet olsun, zaten bayram sonrasında da kreşe başlayacak yarım gün.

AAA bir de kreş meselemiz var, bahsetmeden geçemiyciiim. Önce koca bey tutturdu kreş anneme yakın olsun, gider kontrol eder alır vs, hiç istemedim ama bakalım dedim. Bikaç yer baktık, içimize sinmedi, hem kayınvalide paranoyak olur sürekli gider gelir çocuğun dengesini bozar ya da her çocuk gibi benim çocuğumun da kreşe alışma sürecinde çıkaracağı arızaya katlanamayıp göndermeyin filan der diye düşünüyordum. Çok açık ve net bir şekilde kaygılarımı kocamla paylaştım, öyle şey olur mu en başta ben müsade etmem dedi ama gene aklına bi kılçık atmayı başardım. Sonrasında bize yakın başka bir kreş bulduk ki her ikimizin de içine sinmişti. Yemek listesini görünce kıllandım ama, kardeşim hiç mi et olmaz yemeklerde, börek çorba ile öğün mü geçer el kadar bebelerin protein ihtiyacı mercimek vs. ile mi karşılanır diye derin düşüncelere dalmıştım. En son eşimin kuzeni, evet yani teyzesinin oğlu kreş açtı. Biz tabi gene birbirimize girdik, koca bey oraya gitsin dedi ben de hayatta göndemem anan bitti kuzenin mi başladı şeklindeki tartışmamız, ben kuzenin kreşini görene kadar devam etti. Yahu bukadar mı güzel bir kreş olur, çok beğendim, çok para harcadılar, ingilice eğitimi de var, yemekler organik olcak vs yani iyi olmak zorundalar ki para kazanabilsinler, yazık çok emek verdiler, boşa gitmesini cidden istemem. Herneyse, ben tabi kreşi görünce içimden çark ettim, ama tükürdüğümü yalamaya da yanaşmadığım için bir kaç gün daha kreş tartışmalarımıza düzeyli bir şekilde devam ettik, en sonunda "kocacığım, bencillik etmek istemiyorum, çocuğum için en iyisi olsun isterim, hem kuzenini tanıyor ilk başta yabancılık çekmez, güvenilir insanların yanında olur, kreş de iyiye benziyor, seni kırmak istemem sen de çok arzu ediyorsun madem buraya verelim" dedim. Böylece kocam beni ikna etmiş oldu, hem de olası bir kaynana vakasına karşı ben demiştim deme hakkına sahip oldum. Allah var çok beğendim ama :))))

Bayramda koca beyle ayrı düştük, benim önceki yazılarımda bahsettiğim hayırsız kuzen bayramın ertesindeki cumartesi evleniyor. Yani tatil planlarımız suya düştü, koca bey haklı nedenlerle kuzene gıcık kaptığı ve açık cephe aldığı için düğüne gelmeyecek, ben kendi ailemle gidiyorum. Koca beyin davranışını onaylamasam da bizim sülalenin davranışları da domuzca, ısrar filan etmediler, peki oğlum sen bilirsin diye geçiştirdiler. Ben de koca beye kendi ailesiyle Bodrumdaki yazlığa gitmesini söyledim. Yanlız kalmasın bayram günü... Şimdi memlekette biryığın dedikodu olur niye yanlız olduğum konusunda ama napiim sorana açıkça söyliycem, düğün öncesi sülale karışmasa bari...

Annem de sonunda yazlıktan geldi 2 gün önce, düğün olmasa geleceği filan yoktu. Sorsan çok özledim torun hasretine dayanamadım diyo:) Güldüğüme bakmayın, ilk dedi ses etmedim baktım her iki lafın arasında torun hasreti cart curt ediyo, dayanamadım laf soktum anne okadar özlediysen düğünden hemen önce geleceğine 1 ay önce geleydin de azıcık torun bakaydın dedim. Gene acındırmalar vs...

Dayanamadım...

Seni çok seviyorum, seni kırmak istemiyorum ama sen hep bu konuları açıyorsun. Bak ben bu konuda yaralıyım ve seni hiç affetmiycem bu nedenle bu konuları konuşmak istemiyorum. Ben ne kadar konuşmaktan kaçmaya çalışırsam sen o kadar havalanıp saçma sapan konuşuyorsun. Anne benim sana ihtiyacım yok, ihtiyacım olsa da sana olmaz yetişemezsin çünkü uzaktasın, o nedenle ne hamileliğim süresince ne de çocuk doğduktan sonra planlarımı sana göre yapmadım çünkü sen hiç yanımda olmadın. Eskiden fedakar anneydin ama şimdi tamamen kendin için yaşıyorsun ve ben senin ihtiyacın olunca gelirim yardım ederim safsatalarına kanmıyorum. Çünkü ilk hamileliğimde gerçekten sana ihtiyacım vardı ama sen gene yazlıkta sefa sürüyordun. Erken doğum tehlikem olmasa, seni hastane odasında arayıp da ister gel ister gelme diye suratına telefonu kapamasam geleceğin yoktu. Bu nedenle boşver, beni kandıramıyorsun zaten de kendini de çok iyi anneyim diye kandırma. Her zaman başımın üstünde yerin var, gel torunlarını sev git, artık sana bakarmısın diye sormam ben, sen de sakın ben bakıyorum moduna girme benim çocuklarımın bakıcısı var ve ben planlarımı sen yokmuşsun gibi yaptım. İstediğin zaman gel, istediğin kadar kal ama sakın ola dırdır etme, düzenime karışma fikir de verme dedim. Çok üzüldü, gerçekten kalbi kırıldı, onu üzmek istememiştim o nedenle konuşmak istemedim ama anlamadı üstüme geldi. Bağırış çağırış olmadan, sessiz sakin ve açık konuşmam da yaraladı onu ama anlaması lazımdı, anladı...

Kocamın annemden hoşlanmama sebebi de bu, saygıda kusur etmez her işlerine koşar ama içten bir sevgi yok biliyorum. Hem hiç bakmayan, hem de doğumdan sonraki gerginlik içinde yardımcı olacağına her halta karışan, 20 gün sonra da ben hizmetçi miyim bir bakıcı tutun diye fırçalayan bir kayınvalideyi ben de sevmezdim.

Bakalım annem, bu sefer aynı sorunların olmayacağını beyan etti... :)

Yamadım yazmadım amma çok şey birikmiş, çenem düştü iyice. Bu arada hep derim biri tanıyacak kimliğim deşifre olacak diye çok korkuyorum diye. Nihayetinde işyerimden bir arkadaşımı takip ettiğim bloglardan ikisine üye olmuş gördüm, ödüm b.kuma karıştı:) Laf arasında sohbet ederken bloglar var insan çok şey öğreniyo, ben de açtım baksana filan dedi, ben de aaa öyle mi bakiim hiç uğraşamam ki ben öyle şeylerle vs diye geveledim.

Allahım sen beni deşifre olmaktan koru:)